X

İlahi Adalet (11) : Allah dünya hayatını neden yarattı?

Takip edenler bilir, 3 Soru 3 Sır isimli bir yazı ile başlayan yazısı dizisinin 2. sorusuna İlahi Adalet başlığı ile bir süredir devam ediyorum.Bu yazı ile 2. sorunun cevaplarını tamamlamayı amaçlıyorum.

Bu yazıda, daha önce verilen 6 cevapta anlatılan konuların bir özeti olarak, Allah neden sistemi bu şekilde yarattı, bunu izah etmeye çalışacağım. Zira tüm bu 3 hakikati kavramadan, dine olan inancımızdaki boşluklar dolmuyor.

Daha önce bu başlıkta sorduğumuz bazı sorular şöyleydi:

  • İnsanlar neden eşit yaratılmadı?
  • Allah kötülüklere (sıkıntılara, zalimliklere) neden izin veriyor?
  • Allah insanı melek gibi günah işleyemez şekilde yaratamaz mıydı?
  • Neden iyi ve masum insanlar da acı çekiyor?
  • Allah’ın dilediğine hidayet vermesi adil mi?
  • Neden cehennem var?
  • İyi insanların inanmadıkları için sonsuz cehennemde kalması adil mi?

Bütün bu sorulara bakarak insanların çoğunun ulaştığı ana akımlar şunlar oluyor:

  • Bir yaratıcı olsaydı böyle adaletsizlikler olmazdı
  • Bir tanrı varsa bile adil değil
  • Bunlar adil gelmiyor en iyisi çok düşünmemek

Yazdığım yazılarla, dördüncü bir seçeneğin daha olduğunu ortaya koymak istedim. O da, Allah’ın hem adil, hem iyi, hem her şeye gücü yeten olması ile dünyada acı ve sıkıntıların olmasının çelişmeyeceği şeklinde.

Peki öyleyse Allah neden sistemi bu şekilde kurmuştu?

Tüm bu sorulara verilen cevapların arkasında ortak bir anahtar olmalıydı. Bunları ilk altı cevapta madde madde izah etmeye çalıştım. Şimdi ise hepsinin ortak paydası olan unsur üzerinde durmak istiyorum.

Allah neden insanı yarattı sorusunun cevabında bir numaralı sır olan ‘mutlak irade’ sırrından bahsetmiştim. Her şeyin gidip dayandığı noktanın Allah’ın iradesi olduğu gerçeğinin kavranmasının çok önemli olduğunu anlatmaya çalışmıştım.

Dünyada insanların türlü sıkıntılar çekmesinin, çoğu zaman isyan edecek noktaya gelmesine neden olacak olaylar yaşamasının arkasında da bir sır var. Bu sır ise İmtihan sırrıdır.

Allah, Kur’an’da bizi imtihan edeceğini, canımızla, malımızla, çocuklarımızla bizi deneyeceğini açıkça söylüyor. Biz maalesef ki bu kavramı yeterince içselleştiremediğimiz için, başımıza gelen her olayda şikayet ediyoruz. Adaletin bu dünyada ve hemen gerçekleşmesini istiyoruz.

Oysa, 1400 sene önce gelen kitapta bu mesaj bize açıkça iletilmiş durumda. Biz nedense, bize sanki dertsiz, tasasız bir hayat vaadedilmiş gibi her zorlukta yenik düşüyoruz.

Dahası, sanki sağlıklı ve huzurlu bir hayat yaşamayı en baştan hak etmiş gibi, başımıza bir musibet geldiğinde haksızlığa uğramış hissine kapılıyoruz. Aslında Allah ne vaat ettiyse onu gerçekleştiriyor. Esasında şu an bu hayatı yaşıyor olmamızın tek nedeni imtihandır.

O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır. Mülk, 2

Bu yazıyı okuyan dert sahibi insan !

Şu an belki de çok büyük zorluklar yaşıyorsun. Belki çaresizsin, belki yalnızsın, belki üzgünsün, belki de ümitlerin tükenmiş durumda. Ne yapacağını, kime gideceğini bilmez haldesin. Tüm bunların üzerine, Allah’ın seni imtihan ettiği sana söylendiğinde ‘Bana mı sordu imtihan etmek için‘ demek geliyor belki içinden.

Belki inanan bir insan olarak isyanın eşiğindesin. Yaşadığın zorluklar öyle ağır geliyor ki, ‘Madem varsın neredesin Allah’ım‘ demek geliyor içinden, ‘Neden bize bu acıları yaşatıyorsun‘ diye haykırmak…

İnanmayan biri olsaydık durum farklı olurdu. Dünyada olan dünyada kalır mantığında olurduk. Başımıza gelen her şeyin tesadüf eseri olduğunu düşünür, sadece bu hayat varmış gibi yaşardık. Ama öte yandan da,  büyük bir karanlığa doğru sürüklendiğimizi hisseder, sayılı günlerimizin tamamlanmasını beklerdik. Adeta bir çırpınış içinde, hezeyan halinde olurduk. Tek bir hayatımız vardı, o da heba oldu zihniyetinde olurduk.

Oysa Allah’ın varlığına ve ahiret gününe tam olarak inanıyorsak, çekilen tüm sıkıntıların bir gün biteceğine de, bu hayatın bir ‘ön yaşam’ olduğuna da iman ederek, sabır içinde olmaktan başka çaremiz yok.

Evet, belki bazen acılar dayanılmaz bir hal alabiliyor ama insanın gerçek inancı, duruşu, iradesi, son raddesine kadar zorlandığında ortaya çıkmaz mı?

Hepimiz imtihansız, yani dertsiz, tasasız bir hayat özlemi içindeyiz. Peki neden? Çünkü Allah’ın bizi üzerine yarattığı fıtrat, sonsuz ve sorunsuz bir hayatı istiyor. Bu hayat da cennettir. Maalesef ki biz bu hayatta cenneti yaşamak istediğimizden, bize gelen acıların nedenini anlayamıyoruz.

Ne var ki, Allah haber verdiği üzere bizi test ediyor. Sabrımızın son noktasına kadar bizi adeta silkeliyor. Bakalım o durumda bile O’na bağlı kalabilecek miyiz yoksa hemen isyan mı edeceğiz?

İnsanlar, “İnandık” demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler. Andolsun, biz onlardan öncekileri de imtihan etmiştik. Allah, doğru söyleyenleri de mutlaka bilir, yalancıları da mutlaka bilir. Ankebut 2-3

Bütün bunları, bir sıkıntı içinde olmayan bir insanın söylemesi çok kolaydır biliyorum. O yüzden bu satırları hayatımın en zor dönemini geçirirken yazıyorum. Hem de tek bir dert değil, bir insanın hayatında karşılaşabileceği en kötü bir kaç şeyin birleşmiş haliyle.

Bu sitede hiç bir zaman kişisel bilgilerimi vermediğim için daha fazla detaya girmeyeceğim ama eğer bu cümleleri okuyan biri varsa o kişinin içten bir duasına talip olduğumu söylemem gerek.

Ne kadar dert içinde olsam da, düşününce fark ediyorum ki, bütün bunların Allah’tan geldiğine inanmak kadar, çaresinin de Allah’tan olacağına inanıp, O’na sığınmaktan başka çarem yok. Çünkü günün sonunda hatırlamamız gereken ayetler bunlar:

Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele. Onlar; başlarına bir musibet gelince, “Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz” derler. İşte Rableri katından rahmet ve merhamet onlaradır. Doğru yola ulaştırılmış olanlar da işte bunlardır. Bakara, 155-156-157

Allah’tan niyazım odur ki, bizi sabreden ve doğru yola ulaştırılmış kullarından eylesin. Amin.

 

Bu başlıktaki diğer sorular için tıkla.

Gökhan

Copyright secured by Digiprove © 2016All Rights Reserved
Original content here is published under these license terms:
License Type: Read Only
Abstract: You may read the original content in the context in which it is published (at this web address). No other copying or use is permitted without written agreement from the author.
İlahi Adalet Dizisinin Önceki ve Sonraki Yazıları<< İlahi Adalet (10) : Sonsuz cehennem adil mi? İnanmayan iyi insanlar neden cehenneme gidiyor?
Kategoriler: İlahi Adalet