X

Bir yılın sonunda..

Yıl 2015.. Ocak ayı.. Günler hafif soğuk geçiyor. Hayat, sanki bir yolcu treninin en arka vagonundaymış gibi, ağır ağır, zaman zaman sallantılı ama bir o kadar da keyifli geçiyor… Herşeyi yeterince tadarak, her gördüğünden hafızana tanıdık tatlara bırakarak ve her ne olursa olsun ilerlediğini bilerek…

Trenden bahsetmişken, geçenlerde izlediğim bir belgeselde gördüğüm ‘Afrika’nın Gururu’ isimli muhteşem tren yolculuğundan bahsetmeden geçemem. Günlerce süren ve Afrika’yı uçtan uca geçen destansı bir yolculuk. Yolculuğun en güzel noktası sanırım, dünyanın 7 harikasından biri olan Victoria şelaleleri.. Sadece burası için bile bu tura katılabilir insan.

 

Evet, ne diyorduk? Hayat…

Uzun zamandır yazmadığımı farkederek, geçen yılın değerlendirmesini içeren bir yazı yazmak istedim. Bu yazıyı, biraz öz eleştiri ve betimleme yazısı kabul edebiliriz. 2014 yılında neler öğrendim, kendimi ve hayatı ne kadar iyi tanıyabildim, nerelerde hatalar yaptım ve nasıl dersler çıkardım.

Elbette burada çok özel şeyler paylaşacak değilim. Yazacaklarım, ancak, belki başka bir insanın da kendi hayatında bulabileceği şeyler içerebilir kabilinden.

Bazen bir yokuş tırmanır gibi geliyor yaşamak. Her adımında zorlandığın, tıkandığın, yorulduğun, nefes almakta güçlük çektiğin… Ama eğer ki, sabredebilirsen, sebat gösterirsen ve takılmazsan küçük taşlara, sonunda düzlüğe çıkabiliyorsun.

Yaşam felsefemin bir parçası olan bir düşünce var. Hayat sadece güzel şeylerin olduğu ve hatta olması gerektiği bir yer değil. Sanırım, insanın, zorluklara karşı hazırlıklı olmasını sağlayan temel nokta burası.  Bunun için insanın, varlık anlayışını buna göre şekillendirebilmesi ve  yaşamın içindeki rolünü kavraması gerekiyor. Ben bu rolü ne kadar kavradım bilemiyorum. Ancak, geçen yıl içinde zihinsel aktivitemin önemli bir kısmını bu konuya ayırdığımı söyleyebilirim.

Geçen yılda farkettiğim şeylerden biri de, hayattan keyif alabilmek için, bazen oyuncu olmaktan çıkıp sadece bir seyirci olmak gerektiğiydi. Olayların akışına yön verme, koruma, iyileştirme çabasının verdiği endişeden arınmış olarak yaşamak için.. Bunu biraz olsun tatbik edebildiğimi görmek sevindirici…

Uzun zamandır içimde sessizce duran bir yön de belki bu yıl içinde yeniden kıpırdadı. Eskiden, çoğu konuya espri ile yaklaşır ve herşeyi çok ciddiye almazdım.. Etrafımdakileri güldürmeyi severdim.. Ne zaman ki büyüdük ve sorumluluklarımız arttı, işte o zaman hiç bir şey şakaya gelmez düşüncesi oluşmaya başladı. Oysa, göz ardığı ettiğim bi’şey vardı. Aslında, küçük bir espri, bazen büyük problemlerin oluşmasını engelleyebiliyor veya bazen ciddi sorunları bile aşmaya yardımcı oluyordu. Bu yönümü, geçen yıl içinde, bir miktar da olsa geri kazandığımı düşünüyorum. Bu yazının ciddiyet koktuğuna bakmayın siz 🙂

2014 yılı ayrıca, insanın içindeki dış dünyayı algılama kapasitesine hayranlık duyduğum bir yıl oldu diyebilirim. Evrenin başından bugüne kadar geçen zamanda evrenin ve insanın katettiği mesafeyi, canlılığın ve bilincin ortaya çıkmasındaki şaşırtıcılığı, kısaca herşeyin aslında sayısız olasılık içinden sıyrılarak şimdiki gibi meydana gelmesin sağlayan iradeyi daha iyi idrak ettim. Bunlar, belki size anlamsız cümleler gibi gelebilir. Oysa, benim için, bir kuşa, bir buluta, bir böceğe, bir portakala bile çok çok farklı bakmamı ve onların aslında ne kadar harika olduğunu yeniden anlamamı sağladı.

Bahseceğim diğer bir konu, geçen yıl içinde özel hayatıma daha fazla  zaman ayırabilmem. 2014’te daha çok plan yapabildim, daha çok kendimi geliştirecek, eğlenecek zamanım oldu. Bir enstrüman çalabilmek;  yeni yerler, yeni tatlar, yeni arkadaşlıklar, yeni beceriler kazanabilmek insanın ayrı bir yerini doyuruyor. Bunları bir parça daha iyi yapabildiğim için mutluyum.

Bu yıl, kendimle ilgili büyük bir sınav verdim denebilir. Bir şeyden vazgeçmek, yarım bırakmak, mücadele etmeyi kesmek benim için hep zor olmuştur. İstediğim bi’şeyden vazgeçmek, uzaklaşmak, susmak, kabul etmek benim şimdiye kadar güçlü yanım değildi. Oysa, istediğin şeyin içinde, asla istemediğin bir şey varsa, o şeyden vazgeçmek ve yeniliklere kapıyı açmak en doğrusu. Belki içimdeki, merhamet ve herşeyin düzeltilebileceğine olan inanç şimdiye kadar bunu öğrenmemi imkansızlaştırdı. Bu yıl gördüm ki, bir şeyi kazanabilmek için göstereceğin irade kadar, bazen ondan uzaklaşmak için göstereceğin irade de seni özgür ve güçlü kılar. 

Son olarak, değinmek istediğim bir şey daha var. O da, sürekli problem ve sıkıntı veren insanlar yerine, etrafında doğru insanların olmasının ne kadar önemli olduğu. Seni anlamak isteyen, değer veren, önemseyen, karşılık beklemeyen… Bir şeyleri paylaşabileceğin, ihtiyacın olduğunda yanında bulabileceğin insanlar.. 2014 yılında, bu konuda oldukça şanslı olduğumu düşünüyorum.

İnsan ömründe bir yıl.. belki çok küçük, belki çok büyük bir zaman.. Kesin olan bir şey var ki, o da hiç bir şeyin yerinde saymadığı ve öğrenmek adına daha çok yolun olduğu…

Umarım, 2015 daha da güzel bir yıl olur. Herkes için…

Gökhan

Kategoriler: hayata dair