Allah neden insanlara musibetler gönderiyor? Bu musibetlerde neden masumlar da acı çekiyor? İnsanların acı çekmesi Allah’ın merhametine aykırı değil mi?
Önceki yazı: Kötülük nedir?
Madde 4c. Doğal kötülükler neden var? Neden masum insanlar da felaketlere maruz kalıyorlar?
Yeryüzünde doğal kötülükler dediğimiz olaylar da oluyor. Metafizik kötülükler de denilen bu olaylar, eşyanın tabiatı, doğa yasalarının tezahürü olarak karşımıza çıkıyor. Örneğin depremler, seller, yangınlar (insan tarafından çıkarılmayanlar), tehlikeli hayvanlar, fırtınalar vb.
Bunlar gelişigüzel olan doğa olayları mı yoksa arkasında Allah’ın bilinci mi var? Eğer Allah’ın isteğiyle oluyorsa neden bu tür olaylarda masum insanlar da zarar görüyor?
Bu tür olayların neden meydana geldiğine ve bunların Allah’ın merhamet ve adaletine aykırı olup olmadığına dair hususları birkaç başlık altında ele alabiliriz:
a-Her şeyin bir nizam içinde olması
Öncelikle şunu kendimize sormalıyız. Bütün bu olaylar, kainatın eksik yaratılmasından mı oluyor? Yani diyelim ki bir göktaşı dünyamıza düşüyor ve insanlar ölüyorsa bu tamamen plansız, gelişigüzel meydana gelen bir olay mı, bir tasarım hatası mı yoksa bilinçli meydana gelen bir olay mı?
Kur’an’da, Allah’ın, her şeyi bir ölçüye göre yarattığını, hiçbir şeyin amaçsız gelişigüzel olmadığını, her şeyin bir amaca hizmet ettiğini söylediğini görüyoruz.(54/Kamer-49), 25/Furkan-2, 13/Rad-8 , 44/Duhan-38:39, 67/Mülk-3)
Gerek mikro bazda gerekse makro bazda evrendeki işleyişe ve düzene baktığımızda, bilimsel keşiflerin bu ayetleri tasdik ettiğini görebiliriz. Mesela, evreni oluşturan sabitelerdeki çok çok küçük bir farklılık bile hiçbir gezegenin oluşmamasına neden olabilirdi.
Öyleyse, büyük bir nizam ve intizamın var olduğunu kabul etmeliyiz. Yani eğer evrendeki bu düzen olmasaydı, her şey gelişigüzel olmuş olsaydı, dünyada görülen doğa olaylarını bırakın, dünya hiç meydana gelemezdi bile. İstatistiki olarak gelişigüzel bir şekilde canlılık oluşturabilecek bir gezegenin oluşma olasılığı makul görülemeyecek kadar küçük.
Demek ki, atomaltı parçacıklardan galaksilere kadar kurallı işleyen bir evrende, insanları olumsuz etkileyen bazı olayların meydana gelmesini Allah’ın bilinçli olarak bir hikmet dahilinde istemesi sonucu oluştuğunu düşünmeliyiz. Peki bu hikmetler neler olabilir:
b-Musibetlerin bazılarının insanların kendi hatalarından kaynaklanması
Allah bazı olayları insanların uyanması, gittiği yolun doğru olup olmadığını düşünmesi için uyarıcı, hatırlatıcı olarak göndermektedir. Bu tarz olaylar kimi zaman insanların kendi yaptıkları hataların karşılığının dünyada ödenmesine tekabül etmektedir. Nitekim Kur’an’da insanların başına gelen bazı musibetlerin insanların kendi hatalarından kaynaklandığına vurgu yapılmaktadır. (4/Nisa-79, 42/Şura-30)
İnsan, başına gelen kötülük ya da musibetlerin hangilerinin kendi hatası, hangilerinin de kendi elinde olmayan nedenlerle gerçekleştiğini ayırt edebilecek bir temyiz gücüne sahiptir.
Aslında bu olayları ibret verici bir merhamet unsuru olarak görmeliyiz. Eğer bu tarz olaylar olmasa, tamamen rahat ve rehavet içinde bir hayata dalardık sonrasında hesap günü de sorumlu olurduk ve belki de neden bizi uyarmadın derdik Allah’a. İşte Allah bizi bu tarz olaylarla uyarıyor.
c-İnsanların tedbirsizliğinden meydana gelen musibetler
Bununla birlikte, kötülük olarak baktığımız bazı olayların, her durumda kötülük olmadığını, bunların insanların tedbirsizliğinin sonucunda kötülüğe dönüştüğünü görebiliriz.
Örneğin ateş, istenmeyen yangınlara neden olması için değil insanların yararlanması için yaratılmıştır. Su, bazen sele, erozyona, boğulmaya neden olabilir ama onun varlığı kötü değil gereklidir. İnsan olarak, bu tür felaketlere karşı gereken önlemleri almadığımız için de başımıza olayların geldiğini görüyoruz.
Bazı kötülükler ise, insanın bilgi eksikliğinden veya tedbirsizliğinden dolayı doğadaki işleyişin zarar görmesiyle ortaya çıkmaktadır. Örneğin küresel ısınma nedeniyle yaşanan olaylar. Aşağıdaki ayette Allah’ın bu konuda bizi uyardığını açıkça görebiliriz:
“İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu ki Allah, yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın; belki de (tuttukları kötü yoldan) dönerler.” (30/Rûm-41)
d-İmtihan nedeniyle insanların deneniyor olması
Dünya hayatı özel olarak tasarlanmış bir imtihan alanı olduğundan bu dünyada imtihan amaçlı olumsuzlukların olmasını beklememiz de gayet doğal. Yani bu tarz musibetler başımıza geldiğinde sabır göstererek Allah’a bağlı kalıyor muyuz yoksa isyan mı ediyoruz bunun test edilebilmesi için de bu tarz musibetlerin önemi bulunmaktadır.
“…Sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyilikle deneyeceğiz …” (21/Enbiyâ-35)
e-Musibetlerin insanların gelişimine katkıda bulunması
Diğer açıdan, insanın böbürlenmemesi ve mutlak güç ve irade sahibi yaratıcısını hatırlayıp mütevazi olabilmesi için musibetlerin önemli bir etkisi vardır. Nitekim aşağıdaki Kur’an ayetinde bu açıkça belirtilmiştir:
“Onlar yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden öncekilerin akıbetlerinin nasıl olduğuna bakmadılar mı? Onlar, kendilerinden daha güçlü ve yeryüzündeki eserleri daha üstündü. Böyle iken Allah, günahları sebebiyle onları yakaladı. Onları Allah’ın azabından koruyacak hiç kimse olmadı.” (40/Mü’min-21)
İnsanda sabır erdeminin gerçekleşmesi de yaşadığı acılar ve üzüntü verici olaylar yoluyla olmaktadır.
Başka bir Kur’an ayetinde, musibetlerin yalnızca hatalı olanlar değil o toplumdaki diğer bireylere de etki edebileceği belirtilmiştir. Bu durum, yardımlaşma içinde, birbirini gözeten toplum anlayışını desteklemektedir. (8/Enfal-25)
Özetle, “Doğal kötülük olarak nitelenebilecek bir olayın, herkes için tek bir açıklaması yoktur. Bazen aynı olaydan çok sayıda insan etkilenmektedir. Ancak aynı olayda, ilahî adalet her bir birey için farklı şekillerde tezahür etmektedir.
Biri için yaşadığı acı ve üzüntü, onun işlemiş olduğu kötülüklerden bazılarının kısmî bir cezasını bu dünyada görmesi, günahları için bir kefaret fırsatı şeklinde olabilirken, diğer birinin manevî yolculukta kemale ermesine ve olgunlaşmasına hikmet etmektedir. Aynı zamanda hayata hareketlilik ve zenginlik katmakla, zorluklar, musibetler, acılar, makro düzeyde bir yarara vesile olmaktadır.
Olaya şahit olan diğerleri için, ibret vesilesi olmakta aynı zamanda yardımseverlik, fedakârlık gibi faziletlerin gerçekleşmesini de sağlamaktadır. Netice, izafî ve kısmî doğal kötülükler karşısında her birey, inançlı, bilinçli ve duyarlı davranmak suretiyle iyilikten pay alabilmektedir.” (Birey ve Toplum, Recep Ardoğan, Güz 2014, Cilt 4, Sayı 8)
Sonraki yazı: Allah neden kötülüklere izin veriyor?
Gökhan
Original content here is published under these license terms: | ||
License Type: | Read Only | |
Abstract: | You may read the original content in the context in which it is published (at this web address). No other copying or use is permitted without written agreement from the author. |