Ey aziz dost!
Ben geldim yine… Sen misin ev sahibi, ziyaret ettiğim, yoksa ben miyim seni ağırlayan bilmiyorum. Ne farkeder… yine beraber değil miyiz sonunda…hiç terketmiyorsun ki zaten, hep yakınlarda bir yerlerdesin hissediyorum. Kalabalıklar içinde gözüm uzaklara daldığında sen ordasın. Tek sen oluyorsun mahsunlaştığımı gören… küçük bir çocuk gibi başımı okşayan birileri olsun istediğimde, sen geliyorsun sadece… Nasılsın diye sorduklarında “yok bişey” diyorum. Öylece gidiyorlar… ama sen biliyorsun… “Anlat hadi” diyorsun. İnsan güçsüz olduğunu saklayamıyor senden… Yenik düşüyorum sana her seferinde… Her defasında en yakın dostum olduğunu gösteriyorsun bana… Bense, senden kaçıyorum köşe bucak… senden kaçmak pahasına yalanlara atıyorum kendimi… tutunamıyorum… sığınamıyorum kimsenin gözlerine… öylesine konuşuyorum bazen, sırf seni görmezden gelmek için… sesim savruluyor boşluğa… dönmüyor bana geri… bazen de konuşmuyorum hiç…susuyorum kelimeler de terketmesin diye… kapılar çalıyorum bazen, sen oluyorsun hep açan… elim telefona gidiyor, telefonun ucunda sen oluyorsun… ben sana küstükçe, sen beni daha çok seviyorsun…
Belli ki senden kaçış, yine sana dönüşle son buluyor… belli ki senden başka yok canan…belli ki yok bana senden çok dayanan… belli ki hep sen olacaksın beni anlayan… hadi ellerimden tut yine, geçelim seninle dar geçitlerden… tut elimden, tut beni yalnızlığım…