Sıkça öne sürülen iddialardan biri de dünyadaki savaşların dinler yüzünden çıktığı. Sanki eğer din olmasaydı insanlar savaş çıkarmazlardı huzur içinde olurlardı gibi iddialarda bulunuluyor.

Önceki yazı: Allah neden kötülüklere izin veriyor?

Madde 4e. Savaşların sebebi din mi?

Bu başlıktaki iddialardan biri de bu. Burada iki şeyi birbirinden ayırmak gerekiyor. İnsanların dini araçsallaştırıp savaşmaları ile dinin kendisinin bizatihi savaş nedeni olması arasında önemli bir fark var.

Din ile ilişkilendirilebilecek belki birçok savaş yaşanmış olabilir geçmişte. Ancak bunlara bakıldığında, içlerinde meşru olmayan, insanların dini farklı yorumlayarak, siyasi amaçlarına ulaşma anlamında dini kullandığı da bir çok olay olmuştur. Kabul etmek gerekir ki, din insanlar üzerinde çok önemli bir etkiye sahip. Bu nedenledir ki, tarihte bir çok insan dini kendi emellerine alet etmek için kullanmıştır.

Savaşlarla ilgili yapılan kapsamlı bir araştırmadan da bahsetmek istiyorum. Charles Phillips and Alan Axelrod, Savaşlar ansiklopedisi’nde tarihteki 1723 savaşı incelemiş ve bunların nedenlerini ortaya koymuştur. Bu esere göre, bu savaşların sadece 123 tanesinin (%7) din kaynaklı olduğunu söylemişlerdir. (Bkz. https://en.wikipedia.org/wiki/Religious_war)

Birçok masum insanın ölmesine neden olan savaşlar, aslında, dinlere baktığımızda savunulacak yanı olmayan olaylar. Ancak insanlar, güçlerini artırmak, daha çok toprağa sahip olmak, egemen olmak, varlıklı olmak gibi gerekçelerle savaşlar çıkarmışlardır.

Bunların bir kısmında da belki dini, motive edici, insanları birleştirici bir unsur olarak kullanmışlardır. Buradan hareketle, savaşlar dinler nedeniyle oluyor demek pek anlamı değildir. Zira, bunların arkasında, insanın doyumsuz yanı yatmaktadır. Örneğin, futbolu düşünelim. Dinle herhangi bir bağlantısı yok öyle değil mi? Hatta normal şartlarda bir eğlence ve spor alanı.

Peki öyleyse neden bir çok şiddet içeren eylemi de içinde barındırıyor çoğu zaman. Bunun nedeni insanın kendini kontrol edememesi, hırslı olması, tahammülsüz olması, acımasız olması. Demek oluyor ki, asıl kaynak insan.

Herkes ateist olsa yine de savaşlar olur muydu?

Dünyadaki tüm kötülüklerin kaynağı dinlerdir diyenler aslında insanın içinde, köreltemediği açgözlülüğü görmezden gelirler. Size bir düşünce egzersizi olarak sunmak istediğim bir animasyon videosu var bu konuda. Videoyu ben de ilk izlediğimde başta tuhaf gelmişti ama kurulan mantık aslında savaşların asıl kaynağının din değil insanlar olduğunu anlamamıza yardım ediyor.

Bir başka deyişle, eğer dünyada herkes ateist olsa acaba savaşlar bitecek midir bu soruya biraz absürd bir bakış açısıyla cevap arıyor denilebilir. (http://youtu.be/eyDYshPnAxI – Yaklaşık 20 dk)

Özetle bu konuda şunu belirtmek gerek, gerçek din ve bizim açımızdan Kur’an’daki din, savunma amaçlı, aşırıya kaçılmayan bir savaşı meşru kılmaktadır. (Derin bir konu olduğundan başka bir yazıda ele almak üzere bunun ispatını geçiyorum) Bunun dışındaki din temelli olduğu iddia edilen savaşlar, insanların, ekonomik, politik, siyasi ve diğer nedenlerle, dini motive edici unsur olarak kullandıkları savaşlardır ya da tamamen dinden bağımsız gerçekleşen savaşlardır.

Örneğin, dinlerin en az etkili olduğu 20. yüzyılda, tarihte bilinen en çok insanın (hem sayı hem dünya nüfusuna oranla) öldüğü savaşlar gerçekleşmiştir (Örneğin I. ve II. Dünya savaşları). Bu durumda savaşların kaynağının din olduğunu söylemek çok kolaya kaçarak dini suçlamak olacaktır.

İnsanın savaş çıkaracağını Allah biliyordu

Olaya Kur’an açısından baktığımızda ise özellikle Bakara süresindeki birkaç ayete burada değinmek istiyorum. Bakara 30-34 arası ayetlerde, insanın dünyada halife olmasından evvel meleklerin insan hakkında yaptığı yoruma şahit oluyoruz. Melekler açık bir şekilde, Allah’ın neden dünyada savaşlar çıkaracak bir varlık yarattığını anlamıyor. Açıkçası, şu an bizim sorduğumuz sorunun aynısını soruyorlar Allah’a:

Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Melekler, “Biz seni övgüyle yücelterek takdis edip sana saygı gösterip dururken, orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın?” dediler…” (2/Bakara-30)

Çok enteresan aslında değil mi? Tam da bizim anlamlandırmaya çalıştığımız soruyu meleklerin Allah’a yönelttiğini görüyoruz. Bu ayet aslında biz insanların düşünmesi için Allah’ın bize bildirdiği bir konu. Yani bize bunun hikmetlerine ait ipuçları veriyor Allah. Ayetin devamında Allah şöyle cevap veriyor:

“…Ben sizin bilmediğinizi bilirim..” (2/Bakara-30)

Buradan özetle anladığımız şey Allah’ın bunu bilerek ve isteyerek yaptığıdır. Yani Allah insanların kiminin özgür iradesini yanlış kullanarak hata yapacağını ve kan dökeceğini biliyor. Devam eden ayetlerde, Allah’ın meleklerden daha üstün bir canlı yaratmak istediğini ve bu canlıda ‘özgür irade’ olacağına dair işaretler veriyor.

Buradan çıkarılması gereken ders bence  şu, Allah özgür iradesi olan bir canlı yaratıyor. Özgür irade de, insanın iyi ya da kötüden herhangi birini yapabilmesine olanak tanıyor. Bu durumda, yapılan kötülükler Allah’ın değil, insanın seçimidir. Allah sadece insanın bunu yapabilmesine olanak tanımış oluyor. Bu da geçici bir süre için, test için ve herkesin hakkını alacağı bir son için.

Sonraki yazı: Allah çocuklara yapılan kötülüklere neden izin veriyor?

Gökhan

İlahi Adalet Dizisinin Önceki ve Sonraki Yazıları<< İlahi Adalet (5): Kötülük Sorunu (3): Allah kötülüklere neden izin veriyor?İlahi Adalet (7) : Kötülük Sorunu (5): Allah çocuklara yapılan kötülüklere neden izin veriyor? >>