Yasak meyve

İmtihan serisini tamamlamadan önce son olarak bu hususa da değinmek istiyorum. Çünkü, Hz. Adem kıssasıyla ilgili yanlış bilinen konular var.

Hz. Adem ve eşinin yasak meyveyi yemesi ile insanların dünya hayatını yaşaması, yani imtihana tabi tutulması arasındaki ilişki nedeniyle, bu konuyu imtihan başlığı altında ele almak istedim.

Yazıda cevap aradığım konular, Hz. Adem yasak meyveyi yemese biz cennette mi olurduk, Hz. Adem ahirette gidilecek olan cennette miydi, yasak meyveyi yeyince cennetten kovuldu mu?

Önceki yazı: İnsan yok olmayı ister mi? Sonsuz cehennem yerine yok olmak daha iyi olmaz mı?

Hz. Adem yasak meyveyi yemese biz cennette mi olacaktık?

Biliyorsunuz Kur’an’da Hz. Adem ve eşinin yasak meyveyi yemeleri ile ilgili kıssa anlatılır. Belki bir çok insanın aklına Hz. Adem o meyveyi yediği için cennetten kovuldu, yoksa biz belki cennette olacaktık gibi düşünceler gelebiliyor. Yani onun seçimi bizi de etkiledi sanabiliyoruz.

Oysa bu konuda bildiklerimiz biraz hatalı. Öncelikle burada geçen cennet kelimesinin ahiretteki cennet değil ‘dünya üzerindeki bir bahçe’ anlamında kullanılmış olması yüksek bir olasılık. Cennetin kelime olarak bahçe anlamı da var. Yani Hz. Adem ve eşi zaten dünyada idiler.

Önce Hz. Adem ile ilgili ayetlere bakalım sonra diğer konulara devam edelim.

Hz. Adem kıssası ile ilgili ayetler

Bakara Suresi

Dedik ki: “Ey Âdem! Sen ve eşin cennete yerleşin. Orada dilediğiniz gibi bol bol yiyin, ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.” Bakara, 35

Derken, şeytan ayaklarını oradan kaydırdı. Onları içinde bulundukları konumdan çıkardı. Bunun üzerine biz de, “Birbirinize düşman olarak inin. Sizin için yeryüzünde belli bir süre barınak ve yararlanma vardır” dedik. Bakara, 36

Derken, Âdem (vahy yoluyla) Rabbinden birtakım kelimeler aldı, (onlarla amel edip Rabb’ine yalvardı. O da) bunun üzerine tövbesini kabul etti. Şüphesiz O, tövbeleri çok kabul edendir, çok bağışlayandır. Bakara, 37

A’raf Suresi

“Ey Âdem! Sen ve eşin cennette kalın. Dilediğiniz yerden yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz.” A’raf, 19

Derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: “Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedî kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı.” A’raf, 20

Taha Suresi

Andolsun, bundan önce biz Âdem’e (cennetteki ağacın meyvesinden yeme, diye) emrettik. O ise bunu unutuverdi. Biz onda bir kararlılık bulmadık.Taha, 115

Biz de şöyle dedik: “Ey Âdem! Şüphesiz bu (İblis), sen ve eşin için bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın; sonra mutsuz olursun.” Taha, 117

Nihayet şeytan ona vesvese verip şöyle dedi: “Ey Âdem! Sana ebedîlik ağacını ve yok olmayan bir saltanatı göstereyim mi?” Taha, 120

Bunun üzerine onlar (Âdem ve eşi Havva) o ağacın meyvesinden yediler. Bu sebeple ayıp yerleri kendilerine göründü ve cennet yaprağından üzerlerine örtmeye başladılar. Âdem, Rabbine isyan etti ve yolunu şaşırdı. Taha, 121

Sonra Rabbi onu seçti, tövbesini kabul etti ve ona doğru yolu gösterdi. Taha, 122

Cennet kelimesinin bahçe olarak kullanıldığı ayetler:

Kur’an’da onlarca ayette dünya üzerindeki bahçelerden (güzel, çevrili alan anlamında) cennet kelimesi kullanılarak bahsediliyor. Aşağıda iki örnek ayet paylaşıyorum.

Allah’ın rızasını kazanmak arzusuyla ve kalben mutmain olarak mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, yüksekçe bir yerdeki güzel bir bahçenin durumu gibidir ki, bol yağmur alınca iki kat ürün verir. Bol yağmur almasa bile ona çiseleme yeter. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir. Bakara, 265

Bildiğiniz her şeyi size veren, size hayvanlar, oğullar, bahçeler ve pınarlar veren Allah’a karşı gelmekten sakının. Şuara, 132-134

Demek oluyor ki, Hz. Adem ve eşinin dünya üzerindeki seçilmiş bir alanda yaşadığını ve yasak meyveyi yemesi üzerine oradan çıkarıldığını söyleyebiliriz.

Peki Hz. Adem ahiretteki cenneten mi kovuldu?

Genelde Hz. Adem kıssası anlatıldığında, yasak meyveyi yemesi üzerine cennetten kovulduğu anlatılır. Burada cennet ve kovulma kelimelerine vurgu yapmak gerek. Çünkü kovmak dediğimiz zaman, cennetten çıkarılması ve dünyaya gönderilmesi (!) bir ceza gibi gibi yansıtılabiliyor.

Oysa ayetlerde dünyaya gönderme veya cezalandırma gibi bir ifade göremiyoruz. Ayette geçen ifadede, bulundukları ortamdan çıkarma, birbirlerine düşman olma ve yeryüzünde yararlanma olduğu geçiyor.

Birbirine düşman olma

..Birbirinize düşman olarak inin. Sizin için yeryüzünde belli bir süre barınak ve yararlanma vardır.. Bakara, 36

Burada birbirinize düşman olarak inin ifadesini, insanın ve şeytanın birbirine düşman olması olarak anlamak doğru olacaktır. Bunun böyle olduğunu Taha 117. ayette de görebiliriz.

Ey Âdem! Şüphesiz bu (İblis), sen ve eşin için bir düşmandır. Taha, 117

Zaten dünyada mıydılar?

Ardından gelen yeryüzünde belirli bir süre barınak ve yararlanma vardır ifadesinde, yeryüzüne bu olaydan dolayı gönderiliyorlar diye algılamamıza neden olacak bir husus bulunmamaktadır. Şu an yeryüzünde özel bir alanda bulunuyor ve buradan çıkarılıyor olabilirler.

Bunu yine Taha 118 ve 119. ayetlerde yasak meyveyi yemeden önce cennetteki hallerini tasvir etmek için kullanılan ifadelerden deçıkarabiliriz:

“Şüphesiz senin için orada aç kalmak, çıplak kalmak yoktur.” “Orada ne susuzluk çekersin, ne de güneş altında kalırsın.” Taha, 118-119

Yasak meyveyi yemeden önce bulunulan yer dünya olduğu için burada açlık, çıplaklık, susuzluk, güneş altında kalma gibi dünyada gördüğümüz olaylar zikredilmektedir.

Oradan inin ifadesi

Ayetlerde oradan inin ya da oradan çıkarıldılar gibi ifadeler geçtiğini görüyoruz. Buradan hareketle sanki Allah onları cezalandırıyor gibi bir yargıya varmak bence zor. Burada, Allah Hz. Adem ve eşine bir ders vermek istiyor.

Ayetlerde yine avret yerlerinin açılması dolayısıyla mahçup olmaları anlatılıyor. Bu husus, günah işlemenin insanı mahçup olacağı bir duruma düşürecek bir şey olduğu mesajının verilmesi sebebiyledir.

Eğer Hz. Adem ve eşi kovulmuş olsa, şeytanın kovulması gibi ifadelerin olmasını beklerdik.

Şeytanın kovulması ile ilgil ayetleri hatırlayalım:

Allah, “Şimdi in aşağı oradan. Çünkü senin orada büyüklük taslamak haddine değil! Hemen çık! Çünkü sen aşağılıklardansın” dedi. A’raf, 13

Allah, dedi ki: “Yerilmiş ve kovulmuş olarak çık oradan. Andolsun, onlardan sana kim uyarsa sizin, hepinizi cehenneme doldururum.” A’raf, 18

Hz. Adem kıssasında bu şekilde bir kovulma ve aşağılama ifadelerine rastlamıyoruz. Demek oluyor ki, bu, Allah’ın biz insanlara bir mesajını anlatmak üzere gerçekleşen bir hadisedir. Kovulmuş olsaydılar orada bir barınma ve yararlanma alanı sunulmazdı.

Hz. Adem kıssası neden anlatılıyor

Esasında burada Hz. Adem ve eşinin ilk özgür iradelerini kullanarak Allah’ın emrinden sapan insanlar olmasına dair bir kıssa paylaşılıyor. Buna binaen Allah yaptıklarından mahçup olmaları için onların avret yerlerini açıyor ve onlar da tövbe ediyor.

Allah, özgür iradeli (yani kötülük de yapmayı isteyebilen) bir varlık yaratmayı murat ettiği andan itibaren imtihan da bunun doğal sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durumda Hz. Adem’in ilk özgür seçimi, bize imtihan sürecinin başlangıcını açıklamaktadır.

Sonrasında her insanın, şeytanın vesveselerine maruz kalacak ve kimi ona uyarak Allah’ın emri dışında hareket edecek olduğu bir süreç başlamış olmaktadır.

Yoksa yasak meyveyi yemeseydi şimdi cennette olacaktık gibi bir inanış doğru değil, zira herkes kendi yaptıklarının sonucuna göre değerlendirilecek.Bunu Kur’an ayetlerinde görüyoruz.

De ki: “Her şeyin Rabbi O iken ben başka bir Rab mı arayayım? Herkes günahı yalnız kendi aleyhine kazanır. Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın günah yükünü yüklenmez. Sonra dönüşünüz ancak Rabbinizedir. O size, ihtilaf etmekte olduğunuz şeyleri haber verecektir.  En’am 164

Sonuç:

Hz. Adem kıssasında bize sunulan çok önemli dersler bulunuyor:

  • Bu hadise çeşitli ilkleri barındırmaktadır: İnsan olmanın bir özelliği olan özgür irade ilk defa Allah’ın emrine aykırı olarak kullanılması, şeytanın insanı çeldirmesi, insanın tevbe edip Allah’a yönelmesi.
  • Yasak meyveyi Hz. Adem, eşi yüzünden yemiştir, bu yüzden kadın şerlidir görüşü tamamen uydurmadır.
  • Hz. Adem ve eşi zaten dünya üzerinde bulunan bir bahçede idiler. Ahirette gidilecek cennette değildiler.
  • Oradan aşağılanarak kovulmadılar, bu olay Allah’ın onlara ve tüm insanlara bir mesaj vermek istemesinin bir sonucudur.
  • Hz. Adem ve eşinin yasak meyveyi yemesi, özgür iradeli varlık olan insanın imtihan sürecinin başlangıcıdır.
  • İmtihan her insana özgü olduğundan ve zaten dünya üzerinde bulunduklarından Hz. Adem ve eşi yasak meyveyi yemeseydi biz cennette (ahiretteki) olurduk düşüncesi yanlıştır.
  • İslamda kimse başkasını günahını yüklenmez, herkes kendi özgür iradesi ile yaptıklarından sorumludur.

 

İmtihan dizisindeki tüm yazılar için tıkla

 

Selamlar,

Gökhan

 

İmtihan Dizisinin Önceki ve Sonraki Yazıları<< İmtihan (10): Cehennem Sonsuz mu? Yok Edilmek Daha Merhametli Olmaz mı?İmtihan (12): Allah insanı neden imtihan ediyor? >>